

İki çeşit by-pass ameliyatı vardır. Hastanın vki, yandaş hastalıkları, aile öyküsü, yeme içme alışkanlıkları, revizyon ameliyatı ise ilk ameliyatın durumu ve laboratuvar bulgularına göre yönteme karar verilir. Her iki yöntemde de amaç gıdaların alındığı mide kısmını küçültmek, böylece daha az gıda alımını ve iştah hormonu kaybı ile yeme isteğinin azalmasını sağlamak. Bunun yanında obez kişilerde normal kişilere göre daha uzun olan ince barsağı yeni oluşturulan mideye daha kısa biçimde ekleyerek gıdanın emildiği barsak boyunu azaltarak daha etkili kilo verilmesi sağlanır.
Diyabet ve metabolik hastalıkların kontrolünde ve kilo vermede tüp mide ameliyatından daha etkilidir. Buna rağmen diyabeti olmayan, tatlı düşkünlüğü olmayan hastalarda ilk tercih değildir. Tüp mide ameliyatına göre vitamin ve mineral kaybı biraz daha fazla olmaktadır. Daha önce obezite cerrahisi olmuş hastalarda revizyon için en çok kullanılan yöntemdir.
Biliopankreatik diversiyon, Sadi-S gibi farklı by-pass yöntemleri de mevcuttur. Özel hasta grubuna daha az sıklıkla uygulanmaktadır. Genellikle ameliyatlarda ilk seçenek değildir. Yine hastalar ayrıntılı değerlendirilerek bu yönteme karar verilir.
Ameliyat laporoskopik denilen karın içine deliklerle girilen bir ameliyat yöntemi ile yapılır. Laparoskopi hem hastanın iyileşme sürecini artırır hem de daha iyi kozmetik sonuçlar doğurur.

Biz hastalarımızı ameliyattan sonra 1-3 gün hastanede yatırmaktayız. Ameliyattan sonra 4-6 saat arasında hasta ayağa kaldırılmakta, 8 saat sonra da ağızdan sıvı almaya başlatmaktayız. Diyetisyen kontrolünde özel beslenme uygulanmaktadır. Ameliyatın ilk 6 ayında hızlı bir kilo kaybı olmakta, sonrasında azalarak kilo kaybı 1.5 yıl devam edebilmektedir.
Ameliyatın risk ve komplikasyonları kiloya bağlı genel ameliyat komplikasyonları ile aynıdır. Ameliyata özel komplikasyonların riski hastaya göre değiştiği için görüşmelerde belirlenmelidir.